Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları Editưr Aydın EFE © Copyright 2019 Bu kitabın, basım, yayın ve satış hakları Akademisyen Kitabevi A.Ş.’ne aittir Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bửlỹmleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kat ve/veya baka yửntemlerle ỗoaltlamaz, baslamaz, datlamaz Tablo, ekil ve grafikler izin alnmadan, ticari amaỗl kullanılamaz Bu kitap T.C Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır ISBN 978-605-258-308-1 Kitap Adı Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları Editör Aydın EFE Yayın Koordinatörü Yasin Dilmen Sayfa ve Kapak Tasarımı Akademisyen Dizgi Ünitesi Yayıncı Sertifika No 25465 Baskı ve Cilt Bizim Matbaacılık Bisac Code MED088000 GENEL DAĞITIM Akademisyen Kitabevi A.Ş Halk Sokak / A Yenişehir / Ankara Tel: 0312 431 16 33 siparis@akademisyen.com www.akademisyen.com ƯNSƯZ Akademisyen Yayınevi neticileri, yaklaşık 30 yıllık yayın tecrübesini, kendi tüzel kişiliklerine aktararak uzun zamandan beri, ticarợ faaliyetlerini sỹrdỹrmektedir Anlan sỹre iỗinde, bata salk ve sosyal bilimler, kültürel ve sanatsal konular dahil 750 kitabı yayımlamanın gururu iỗindedir Uluslararas yaynevi olmann alt yapsn tanmlayan Akademisyen, Tỹrkỗe ve yabancı dillerde yayın yapmanın yanında, küresel bir marka yaratmanın peşindedir Bilimsel ve dỹỹnsel ỗalmalarn kalc belgeleri saylan kitaplar, bilgi kayt ortamı olarak yüzlerce yılın tanıklarıdır Matbaanın icadıyla varoluşunu sağlam temellere oturtan kitabın geleceği, her ne kadar yeni buluşların yörüngesine taşınmış olsa da, daha uzun süre hayatımızda yer edineceği muhakkaktır Akademisyen Yaynevi, kendi adn tayan Bilimsel Aratrmalar Kitab serisiyle Tỹrkỗe ve İngilizce olarak, uluslararası nitelik ve nicelikte, kitap yayımlama sürecini başlatmış bulunmaktadr Her yl Mart ve Eylỹl aylarnda gerỗekleecek olan yaymlama süreci, tematik alt başlıklarla devam edecektir Bu süreci destekleyen tüm hocalarmza ve arka planda yer alan herkese teekkỹr borỗluyuz Akademisyen Yayınevi A.Ş - iii - İÇİNDEKİLER Bưlüm Bronz Çağı (MÖ 3100-1100) Ege Havzasında Girit (Minos) ile Kyklad Kültürlerinin Etkileşimi Ahmet GÖZLÜ Bölüm Aziz Pavlus’un Ziyaret Ettiği Anadolu Şehirleri 15 Esra KESKİN Bölüm Olymposlu Tanrıların Homoseksüel ve Trajik Aşkları 31 Ahmet GƯZLÜ Bưlüm Slav ve İskandinav İstilalarının Kısa Tarihi ve Bizans İmparatorluğunun Ticaretine Yansımaları (V.-X Yüzyıllar) 47 Mehmet Ertan BAMYACI Bölüm Bulgar Hanları Krum ve Omurtag Dönemlerinde Bizans İmparatorluğu’nun Balkan Politikası 55 Sezgin GÜÇLÜAY Bưlüm Norman İstilasına Kadar Sicilya Ve Güney İtalya’da Müslümanlar 79 Fatih GÜZEL Bölüm Osmanlı’da Bir Harp Mükellefiyeti Olarak Sürsat Uygulaması 1673-74 (H 1084) Örneği 93 Serkan SARI Bölüm Osmanlı Devleti’nde Askerler ve Eşlerinin Evlenme-Boşanmada Karşılaştıkları Sorunlar ve Yapılan Düzenlemeler (1839-1917) 139 Tuba ÇINAR Bölüm Hukuk-I Aile Kararnamesi’ni Ortaya Çıkaran Etkenler ve Kararname’nin Müslümanlara Yönelik Hükümleri (1917) 159 Tuba ầINAR Bửlỹm 10 Payitahttan Kaỗ: Anadolu Ajans Kurucularnn Kalemine ve Mustafa Kemal Paşa’nın Yazışmalarına Göre İstanbul’dan Anadolu’ya Aydın- Mebus- Subay Gizli Geỗileri 177 Bỹlent KARA Bưlüm 11 Türkiye’de Verem İle Mücadeleye Bir Ưrnek: Verem Mecmuası 205 Cihat TANIŞ Bölüm 12 Muğla: Muğla Halkevi Dergisi 219 Recep ARSLAN Bölüm 13 60’lı Yıllar Türkiye’sinde Komünizm Karşıtlığı Üzerine Şekillenen Bir Dergi: Milli Işık 249 Atıl Cem ÇİÇEK -v- Bưlüm BRONZ ÇAĞI (MƯ 3100-1100) EGE HAVZASINDA GİRİT (MİNOS) İLE KYKLAD KÜLTÜRLERİNİN ETKİLEŞİMİ Ahmet GÖZLÜ1 GIRIŞ Ege Dünyası, MÖ 3100 yıllarında tarihửncesi ỗalardan ỗkm ve Bronz ầa olarak adlandrlan bir sỹrece girmiştir MÖ 1100 civarında tamamlanan ve sıklıkla Girit ve Yunanistan iỗin geỗerli olan bu sỹreỗ; Kyklad Adalarnda daha ửnce Mệ 1400’lerde son bulmuştur Ege Dünyasında Bronz Çağı (MƯ 31001100) denildiğinde Girit’te Minos Uygarlığı, adalarda ise Kyklad kültürü akla gelmektedir (Tekin, 2011) Yunanistann siyasi snrlar iỗinde yer alan ve kutsal Delos Adas etrafn ỗevreledii iỗin Kyklades/Kyklad olarak adlandrlan bu adalar topluluunda, çok sayıda ada bulunmaktadır Kyklad Adalarında Bronz Çağında kendine ưzgü bir kỹltỹr ortaya ỗkm olup, bu adalarn kỹltỹrỹ; sklkla Erken Bronz Çağına (MƯ 3100-2100) tarihlenmekte ve bu dưnem kendi arasında çeşitli kültür evrelerine ayrılmaktadır Küçük topluluklar halinde yaşayan ve yaşamını sklkla balkỗlk, ticaret ve kỹỗỹkba hayvanclk gibi geỗim kaynaklar ile sỹrdỹren ada sakinleri, ỗanak-ỗửmlek yapmnda ve ửzellikle mermer idoller gibi sanatsal faaliyetlerde oldukỗa baarldrlar Minos uygarl ise, ilk saraylarn gửrỹldỹỹ, ülkenin monarşi tarafından yönetildiği, halkın sınıflı bir yapıya sahip olduğu, zanaatỗlk, hayvanclk, tarm ve ticaret gibi mesleklerin temel uralar olduu ve duvar freskleri, ỗeitli stilde ỗanak-ỗửmlekler, heykeller gibi gửrkemli sanat eserlerinin ortaya ỗkt, Bronz ầann Giritte tezahỹr eden kỹltỹrỹdỹr Kyklad adalarndaki yerleimlerin kylarda yer almas ve adalarn ticaret iỗin elverili bir ortam sunması, farklı coğrafyalardan gelen tüccarların ve dolayısıyla da farkl kỹltỹrlerin bulutuu ve sỹrekli bir deiim iỗinde olduu bir mekân olmasını sağlamıştır Coğrafi konumu itibariyle Girit ile Yunanistan anakarası arasında bir köprü olan Kyklad Adaları, coğrafi konumun verdiği imkân dâhilinde, Bronz Çağı Ege Bưlgesi’nin neredeyse bütün uygarlıklarıyla bir etkileşim iỗinde olmutur Her iki kỹltỹr kalntlarndan anlald ỹzere; Minos ve Kykladlar arasında önemli bir ticari ilişki bulunmaktadır Bu ticaretin ortaya çıkması, adaların jeolojik yapısı sonucu, Dr Ưğr Üyesi, Çankırı Karatekin Üniv Edebiyat Fak Tarih Böl ahmetgozlu69@hotmail.com -1- Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları altın, gümüş, demir, bakır, şist, mermer gibi zengin maden yataklarına sahip olması ile ilgilidir Yalnızca ticari faaliyetlerle sınırlı kalmayan iki kültür arasında, sosyal ve siyasal yaşamdan, dini yaşama kadar bir etkileşimin olduğu gerek Girit yerleşim yerlerinde gerekse Kyklad yerleimlerinde ortaya ỗkan bulgulardan anlalmaktadr BRONZ ầAINDA MINOS (GIRIT) UYGARLII Bronz ầann (Mệ 3100-1100) arkeolojik evreleri ỗanak ỗửmlek geliimi üzerinden tarihlenmekte olup; Girit’te Minos, adalarda Kyklad ve Yunanistan’da ise Hellas olarak adlandırılmaktadır (Morkot, 1996) Girit’te gelişen Minos uygarlığının en ửnemli merkezi olan Knossosta Arthur Evans tarafndan yaplan kaz sonuỗlarna gưre Minos tarihi; Erken Minos (MƯ 3000-2000), Orta Minos (MƯ 2000-1600) ve Geỗ Minos (Mệ 1600-1050) olmak ỹzere ỹỗ ana dửneme ayrlmaktadr Erken Minos dửnemi boyunca, Minoslular, hanỗer, bỗak ve çift başlı balta gibi bronzdan yapılmış metalleri kullanmaya başlamışlar, zeytin ve üzüm yetiştirmişler, hatta zeytinden elde ettikleri zeytinyağını ve üzümden elde ettikleri arab ticari amaỗlarla kullanmlardr (Cavendish, 2011) Orta Minos döneminde Minoslular büyük saraylar inşa etmeye başlamışlardır (Pomeroy & ark., 2004) Kompleks bir yapya sahip olan saraylar, zanaatỗlar ve sanatỗlar iỗin atửlyelere, ya, arap, tahl ve dier tarm ỹrỹnleri gibi özel depo tarzı odalara sahip olup, adanın yönetim merkezi olarak hizmet vermiştir (Cavendish, 2011) İlk sarayların kurulması ile seramiğin gelişimi bu dửnemde balamtr Kil henỹz yaken kabn yỹzeyine ỗknt eklinde kỹỗỹk parỗacklar eklenerek yaplan, Barbotin denilen sỹsleme biỗimi dửnemin revaỗta olan tekniiydi Kamares kasabas civarnda bulunduu iỗin, kamares ỹslubu olarak adlandırılan ve siyah zemin üzerine, kırmızı ve beyaz renklerle boyanmış spiral ve eğri hat motiflerinin görüldüğü bu üslup dönemin önemli gelimeleri arasndadr Balca kap formlar; testiler, fincanlar, ayakl meyvalklar, kỹỗỹk ve büyük pithoslardır (Stylianos, 1991) Minos toplumu, gruplara ve bölgelere ayrılmış sınıflı bir yapıya sahiptir Tüm ülke bir bütün olarak kralın egemenliği altındadır Kraldan sonra dini idarenin yönetici olan rahipler ve köşklerde yaşayan soylular gelmektedir (Cavendish, 2011) Ada halkının yerleşim biỗimi hiyerariktir Sarayn ỗevresinde asillerin konaklar, konaklardan sonra ise tỹccar, ziraatỗ, gemici ve iỗilerin yaadklar mahalleler bulunmaktadr Halk sklkla sanayi ve ticaretle uğraşmakta bunun dışında ise tarım ve hayvancılık yapmaktadırlar (Williams, 1993) Tarmn gelimesi, iỗlerine buday, arap ve zeytinya doldurulan bỹyỹk kỹplerle kantlanmaktadr Tersaneleriyle liman kalntlar ve ỗok sayda gemi resmi, gelişmiş bir denizciliğe ve etkin bir seyrüsefere tanıklık etmektedir Balangỗta hiyeroglifle kil tabletlere yazlan ekonomik ilemler ve ticari faaliyetler zamanla ỗok gelimi -2- Tarih ve Siyaset Bilimi Aratrmalar bir yazı (Linear B) sayesinde büyük bir titizlikle kaydedilmeye başlanmıştır (Diakov & Kovalev, 2017) MÖ 1700’lerde tüm Minos saraylarının bir deprem sonucunda yıkıldığı bilinmektedir (Cavendish, 2011) Fakat bu tarihte meydana gelen felaket, kültürel gelişimi kesintiye uğratmamış, Knossos, Phaistos ve Malia gibi merkezlerde saraylar yeniden inşa edilmiştir Yeni Saraylar Çağı olarak bilinen bu dửnem Minos uygarlnn en gửrkemli ỗa olup, bu ỹỗ büyük saraydan başka, zengin toprak sahiplerinin villaları olarak kabul edilebilecek, daha kỹỗỹk, fakat gửrkemli bir dizi yap ina edilmitir Dửnemin sanatında ünlü kamares üslubu ortadan kalkmış, fakat koyu renk zemin ỹzerine aỗk renk bezeme devam etmektedir En yaygn sỹsleme motifleri olan beyaz spiraller, şeritler ve noktalar kabartmalarla bir arada kullanılmış ve eski kap biỗimlerinin yan sra yenileri de gửrỹlmektedir (Stylianos, 1991) Minos kỹltỹrỹnỹn en yỹksek ỗann ửzellii, (Mệ 2700-1450) ửzellikle ỹst snflar iỗin zenginlik ve rahatlk anlamna gelmitir Geni iỗ avlular, bỹyỹk merdivenleri, birbiri iỗine geỗmi odalar, kilerleri ve salk yửnỹnden ỗok gelimi bir dỹzende hamamlar olan saraylar kazlarda ortaya çıkarılmıştır Halkın görünüşü, gelenek ve görenekleri hakkında bol renkli duvar freskleri bilgi vermektedir Sanat kaygısı ile işlenmiş altın, gümüş ve tunỗ kaplar, bỹyỹklỹ kỹỗỹklỹ ta ve pimi toprak kaplar, fildii, fayans, pimi toprak ve tunỗ, kỹỗỹk heykeller, mỹhỹrler ve yỹzỹk gibi nesneler, mutlu bir ortamda yaşayan, av ve sporla ilgilenen, bir kral tarafndan yửnetildii ve ửzellikle kadn tanrỗalara tapt anlalan, zengin ruhlu bir halkı simgelemektedir (Richter, 1984) Anaerkil bir yapı sergilemi olan Minos dininde sklkla tabiat tanrỗasna tapnlmtr Minos kỹltỹrỹnde, dağların ve hayvanların egemeni olarak saygı gösterilen iki tanrının birleşmesi sonucunda tabiata bolluk ve bereket geldiği inancı vardı Bu nedenle de “Zevs Megistos Kuras” olarak adlandırılan tanrının her yıl ilkbaharda doğumu şenliklerle, kışın ölümü ise yaslarla karşılanırdı Tanrılara bu dönemde, yỹksek dalarn tepelerinde ya da dalarn yamaỗlarndaki maaralarda ve kutsal alanlarda tapılmaktadır Kutsal dağ olarak kabul edilen İda Dağı’ndaki mağaraların tapınaklarında tanrılara sunulmuş kurban, adak eşyaları, toprak vazolar, silahlar, insan ve boa heykelleri gibi birỗok kalntya rastlanlmtr Minos kỹltỹrỹnde, mezarlarn ev şeklinde yapılması ve ölünün sevdiği eşyaları ile gömülmesi, ölümden sonra yaamn devam edeceini dỹỹndỹklerini gửstermektedir (Williams, 1993) Geỗ Minos kültürünün doruğa ulaştığı en parlak dưneminde, MƯ 1450 yılında ansızın bir felaket oluştu Başta Knossos olmak üzere Minos uygarlığının tüm merkezleri yok olmasına neden olan (Stylianos, 1991) bu felaket, 3.500 km uzaktan dahi duyulabilen, tarihin en korkunỗ ve iddetli gỹrỹltỹsỹ olarak bilinen, Thera (Santorini) volkanının patlamasıydı Patlama, bir dizi yıkıcı depreme ve Gi-3- Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları rit’in kuzey kıyılarını silip süpüren, Minos donanmasını dağıtan büyük bir deniz kabarmasına (tsunami) neden olmu ve sonuỗ olarak Minos uygarl yok olmutur (Marinatos, 1971) BRONZ ÇAĞINDA KYKLAD ADALARI VE KÜLTÜRÜ Kyklades adı; etimolojik olarak daire, ỗevresinde ve ỗevreleyen anlamna gelen kyklos sửzcỹỹnden türetilmiş olup (Tekin, 2011), adaların kutsal Delos Adası etrafında dairesel bir ỗember oluturmalarndan kaynaklanmaktadr (Rutishauser, 2012) Dini yửnden oldukỗa ửnemli bir yere sahip olan Delos Adası, tanrı Apollon’un doğum yeri olarak yüceltilen ve bu nedenle de kutsal kabul edilen bir adadır Delos Adası merkezli bu adaların, buraya ilk yerleşen Yunanlar tarafından tapınılan tanrının doğduğu yerin etrafında olması nedeniyle Çevreleyen Adalar ya da Kyklad Adaları adını almıştır (Freely, 2006) Kyklad Adaları, Yunanistan’ın güneydoğusunda, Girit’in ise kuzeyinde bulunmaktadır Bir adalar topluluğu olan Kykladlar’da 200’den fazla ada vardır (Tambakopoulos & Anna, 2012) Fakat bu adalarn ỗou, iskõna mỹsait olmayan batk adalarn su yỹzeyindeki zirveleri veya adacıklardır Eski Yunanların Kyklades adını verdiği Kykladlara dâhil önemli adalar arasında kuzeyden güneye doğru (Tekin, 2011); Kea, Andros, Tinos, Mykonos, Delos, Kynthnos, Syros, Seriphos, Siphnos, Melos, Paros, Naxsos, Amargos, Sykinos, Ios, Santorini ve Anafi bulunmaktadır (Broodbank, 2000) Harita 1: Ege Denizi ve Kyklad Adalar.2 Harita iỗin bkz https://mapofmap1.wordpress.com/2015/08/11/map-of-greek-islands (Erişim tarihi: 12.12.2018) -4- Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları celiklerini anayasal yönetim anlayışı, oy hakkı, grev-sendika hakkı, eğitim hakkı, çalışma saatlerinin iyileştirilmesi ve yerel yönetimlere yetkiler verilmesi olarak sıralayan frka, bỹnyesinde iỗi kitlelerinin olmad bir grup aydn hareketi olarak kalmtr Frka, 1919da ttihat ve Terakkinin ban ỗektii ỗeitli olumsuzluklara maruz kalarak Türkiye Sosyalist Fırkası olarak faaliyetlerine devam etmiş, ancak sosyalist kuramlarn neredeyse hiỗ bilinmedii bir ortamda ilerleme gửstermesi gerỗekỗi bir hedef olarak görülememiştir (Okay, 1996) Dönemin önemli sol odaklarından birisi de 1920 yılında Mustafa Suphi’nin liderliğinde Bakü’de kurulan Türkiye Komỹnist Partisidir 1917 ylnda gerỗekletirilen Bolevik Devriminin deerleri ve dỹỹncelerini iỗselletirerek faaliyetlerine balayan parti, Kurtulu Sava mỹcadelesi veren Anadoluda ideoloji anlamnda bir atlm gerỗekletirememitir Yaklak bir yl sonra Mustafa Suphi ve on dört arkadaşının Anadolu’da bulundukları sırada suikastla öldürülmeleri sonucunda parti söylemlerini derinleştirememiş, ancak faaliyetlerini sol düşüncenin güncel kalabilmesi amacıyla durdurmamtr Erken cumhuriyet dửneminde ỹlke sanayisinin hissedilir ửlỗỹde geliememesi, iỗi-burjuva sınıfı ayrımının keskin bir şekilde olmayışı gibi etkenler komünizme yönelik sửylemlerin de gỹỗlenmesine engel olmutur (Aksakal, 2009) eyh Sait syannn bir sonucu olarak görülen Takrir-i Sükûn Kanunu’nun kabulü ile de kısa süreli Serbest Cumhuriyet Fırkası deneyimi sayılmazsa, İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar tek partili bir dönem yaşanmış ve ideolojik tartışmalar bir kenara braklm ya da yeraltna ỗekilmitir kinci Dỹnya Sava sonrasnda ỗok partili sisteme dửnen Tỹrkiye Cumhuriyetinde yasal olarak Tỹrkiye Sosyalist Partisi ile Tỹrkiye Sosyalist Emekỗi ve Kửylỹ Partisi kurulmutur Ancak kurulan bu partilerin siyasal hayatları kısa sürmüş ve soğuk savaşta liberal kesim politikalarının desteklenmesi ile birlikte kuruldukları tarihten altı ay sonra kapatılmışlardır 1947 yılında ise ABD’nin geniş kapsamlı kalkınma plannda yer alabilmek iỗin ỹlke iỗerisinde youn anti-komỹnist ve anti-Sovyet kampanya ve propagandalarına yer verilmiştir 1960’lı yıllara kadar, kapitalist gelişim sürecine giren Türkiye’de sol ciddi anlamda dağınık, örgütsüz ve sessiz yllar geỗirmitir (Yurtsever, 1992) On ylda ửnemli bir dỹzeyde kapitalist gelişim sağlayan Türkiye’de de 60’lı yıllar, uluslararası platformda olduğu gibi sol ideoloji iỗin sỗrama yllar olmutur Her kesimden insann katld ve konu yelpazesinin geni olduu entelektỹel tartmalarn hat safhaya ỗkt dönem olarak 60’lı yıllar, sağlanan görece özgürlükler eşliğinde tarihsel fikirlerin yeniden gỹncellenmesini salamtr Bu dửnemde iỗi snf sendikal ửrgỹtlenmeye yửnelmi, Tỹrkiye ỗi Partisi kurulmu, 61 Anayasasnn getirdii haklar ile yazn dünyası zenginleşmiş ve meydana gelen öğrenci hareketleri ile sol ideoloji arln derinden hissettirmitir Sonuỗ olarak, geỗ Osmanl ve genỗ Cumhuriyet yıllarında Batı’dan ithal edilen - 251 - Tarih ve Siyaset Bilimi Aratrmalar ve sadece aydn kesimin teorik anlamda kửkletirmeye ỗalt fikirler, 60l yllarla beraber pratikte kullanlacak iỗi snfnn da olumas ile birlikte sol fikirleri kuvvetlendirmi, anlamlandrma ỗabalar gerỗekỗi bir zemine oturtulmuştur 60’LI YILLARDA TÜRKIYE: SOSYAL VE SIYASAL HAREKETLILIĞIN KAÇINILMAZLIĞI Demokrat Parti’nin (DP) iktidarda olduğu 50’li yıllarla beraber kuşkusuz siyasal, sosyal ve ekonomik alanda yeni gelişmeler yaşanmıştır Bu dönem 60’lı yllardaki fikirsel ỗeitlilie zemin hazrlayan, ideolojik tartmalarn da kimi zaman legal kimi zaman illegal olarak şekillendiği bir evre olarak karşımıza çıkmaktadır Siyasal partilerden toplum kesimlerine, medyadan akademi dünyasına kadar birçok yelpazede temellenen bu tartışmaların, 60’lı yıllara etki ettiği yadsınamaz bir gerỗektir 27 Mays 1960la birlikte ordunun sivil siyasete mỹdahale etmesi sonrası oluşturulan yeni anayasa ile birlikte ilgili siyasal tartışmaların derinleşerek arttığı görülmektedir 2.1 Genel Olarak Siyasal Durum Türkiye Cumhuriyeti ilk askeri darbesini 27 Mayıs 1960 tarihinde yaşamıştır Kendilerine daha sonradan Milli Birlik Komitesi (MBK) adn veren grup; demokrasiyi iỗinde bulunduu durumdan kurtarmak ve karde kavgasn ửnlemek gerekỗesiyle kendini merulatrm, anayasa ve TBMM’yi feshetmiş, Celal Bayar ve Adnan Menderes başta olmak ỹzere birỗok DPliyi tutuklam, ordu ve dier devlet kurumlarndan birỗok kişiyi görevden uzaklaştırmıştır 30 Mayıs 1960 tarihinde Orgeneral Cemal Gürsel’in başkanlığında 24 Hükümet, Ocak 1961 yılında da 25 Hükümet kurulmuştur MBK başkanı Cemal Gürsel, aralarında Alparslan Türkeş’in de bulunduğu iỗ muhalefeti oluturan 14 subay tasfiye etmitir Temmuz 1961de referandum ile anayasa da değiştirilmiştir (Ahmad, 1996) 1961 Anayasası’nın kabul edilmesiyle birlikte siyasal, sosyal ve ỗalma alanlarnda ửrgỹtlenmenin kolaylamasyla birlikte ifade ve yazn ửzgỹrlỹỹ de genilemitir Yaratlan ửzgỹrlỹkỗỹ hava ile birlikte, kendini legal zeminde ifade etme olanağı bulan sol fikirler siyasal, sendikal ve yayıncılık faaliyetleri ile örgütlenip kitlelere ulaşmıştır Fikirsel hareketler zamanla sadece sol ile sınırlı kalmayıp yeni ideolojik akımları da beraberinde getirmiştir Bu görece özgürlük ortamının, dünyadaki konjonktür ile birlemesi sonucu ortaya ỗkan partizanca ve fanatik tutumlar kart gửrỹlỹ grupların fikirsel tartışma zemininden şiddete doğru gidişlerini de beraberinde getirmiştir Soğuk savaş ortamının da tetiklediği ideolojik kutuplaşma, sol ve sağ bloklarn, birbirlerine sergiledikleri iddetin meruluunu da kendi iỗinde yaratmtr Yeni anayasann oluturulmasnn ardndan demokratik sisteme dửnỹ yolunda 1961 seỗimlerinin yaplmas kararlatrlmtr Seỗimde 27 Mays sonras kapatlmayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Cumhuriyetỗi Kửylỹ Millet Par- 252 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları tisi’nin (CKMP) yanı sıra Adalet Partisi (AP) ve Yeni Türkiye Partisi gibi yeni kurulan siyasal partiler de yarışmış ancak hiỗbir parti tek bana iktidar olabilecek kadar sandalye kazanamamtr Bu yỹzden 1965 ylnda gerỗekleen genel seỗime kadar koalisyonlar ya da aznlk hỹkỹmeti ile kar karya kalnmtr 1965 seỗimlerinde ise Süleyman Demirel başkanlığında AP, oyların 52,87’sini alarak iktidara gelmiş ve milli bakiye sisteminin de etkisiyle ilk defa sosyalist bir parti olan Tỹrkiye ỗi Partisi (TP) meclisteki yerini almtr (Karpat, 2011) Yeni anayasal düzenle birlikte Türkiye’de ideolojik hareketliliğin yaşandığı ve siyasal toplumsallamann hzlanarak sỹrdỹỹ dửnemlere girilmitir Ekonomik aỗdan planl dửnemin yaand Türkiye’de, uluslararası arenada görülen anti-Amerikancı ve anti-emperyalist düşünceler, halk arasında da geniş bir taraftar kitlesi bulmaya başlamıştır Batılı ülkelerde özellikle genỗ kuak arasnda yaylan sosyalist temal fikirler ve kitlesel hareketler mevcut yửnetimlere bir bakaldr boyutuna varmtr ầinde Mao ửncỹlỹỹnde gerỗekletirilen Kültür Devrimi, Güney Amerika’da Fidel Castro ve Ernesto Che Guavera’nın liderliindeki sosyalist mỹcadeleler ile Kỹbada gerỗekletirilen devrim, ABD emperyalizminin silahl faaliyeti olarak kabul edilen Vietnam Sava gibi birỗok etmen genỗ iỗi ve ửrenci hareketlerine ivme kazandrmtr Tỹrkiyede 1965 ylnda Fikir Kulüpleri Federasyonu ile başlayan ve 1968 yılında şahlanan bu öğrenci hareketleri, boykot ve üniversite birimlerini işgali yönünde kendini göstermiştir Kuramsal düzeyde başlayan tartışmalar, eylemlerle devam etmiş, sonrasında ise karşıt görüşlü öğrencilerinde örgütlenmeleriyle şiddete doğru evrilir hale gelmiştir 12 Mart’a doğru tırmanan şiddet, 70’li yıllara da damgasını vurmuş ve 12 Eylül’deki darbeye kadar tırmanarak devam etmiştir 2.2 Sol Siyaset ve TİP Türkiye’de sosyalist ideolojinin meşrulaştırılması ve toplum katmanlarına sunulması gibi önemli bir işlev gören, sosyalist mücadeleyi legal olarak siyasal alana taşıyan ve demokratik sosyalizmin öncüleri arasında yer alan TİP; 13 Şubat 1961 tarihinde yeni anayasanın sağladığı siyasal özgürlükle birlikte 12 sendikacı tarafından kurulmuştur İlk zamanlarında pek bir ilgi görmeyen parti, Mehmet Ali Aybar’ın başkanlığa getirilmesi ile yepyeni bir döneme girmiştir Elbette bu sadece Aybarn baars deil, onunla birlikte partiye giren birỗok sosyalist aydnn da baarsdr Partinin ideolojik ve politik ỗizgisi, tỹzỹk ve programları Aybar tarafından belirlenmiştir (Şener, 2008) Kuruluş sürecinde sistem, rejim ve sınıf söylemlerine yer vermemiş, Atatürk devrimleri, demokrasi ve insan haklar savunulmu, kurucularnn sendikac kimlii ile iỗi haklar da ửn plana ỗkarlmtr Aybardan sonra partiye gelen aydnlar sosyalist argỹmanlar kullanmlardr TP, iỗi ve emekỗilerin demokratik sistemde yửnetime dõhil olabileceini destekleyen siyasal bir yap olarak emekỗi zỹmre balamnda kendini gelitirmitir (Ersan, 2013) - 253 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları TİP’in temel siyasi ve ideolojik tezlerini özellikle 60’lı yılların ortalarına kadar dier sol hareketlerden ayrmak mỹmkỹn deildir ệzgỹrlỹkỗỹ anayasa, Kemalizm, devletỗilik, sosyal devlet ve adalet, kapitalist olmayan kalknma yolu, bamszlk gibi dier hareketler ile paralel bir ỗizgide geliimini sỹrdỹrmỹtỹr Marksizm ve sosyalizm hakkndaki tartmalarn aỗk bir ekilde yapld ve bu konulardaki bilgi birikiminin arttığı 1965 sonrasında parti, sosyalist bir parti olduunu aỗklamaktan ỗekinmemitir TP, devrim eklinde deil, anayasal snrlar iỗinde demokratik yollardan sosyalizme geỗii desteklemektedir 1965 seỗimlerinde 15 milletvekili ile meclise giren TP, 1966 seỗimlerinde bir senatửrlỹk elde etmitir 1967 yılında ülkenin büyük bir kesiminde örgütlenmesini tamamlamıştır 1968 yılında Sovyetlerin ầekoslovakyay igal etmesi ile birlikte fikir ayrlna dỹen parti gỹỗ kaybetmi, Aybar bakanlktan ỗekilmi ve 1969 seỗimlerinde % oy alarak sadece milletvekili ỗkarabilmitir Bu seỗim sonucu ile beraber demokratik yoldan umudunu kesen sosyalist genỗlik gruplar devrim fikrini benimseyeceklerdir Yaratt sosyalist dỹỹnce dalgas ile dikkatleri her zaman ỹstỹne ỗeken TİP, 1971 yılında askeri muhtıra sonrasında kapatılmıştır (Şener, 2008) On yıllık siyasi yaşamı boyunca etkili bir muhalefet yürüten TİP, ülke genelinde sosyalist düşünceye sahip bireyleri siyasal yaşama katmış, sosyalizmin propagandasını üstlenmiş, sosyalizmin Türkiye’de konuşulur olmasını sağlamıştır TİP’in Türk siyasal hayatındaki ửnemi, sosyalizmi teoriden ỗkartarak pratik bir ekilde demokratik ortama aktarmasdr 1968 yılından sonra militan gruplarca sorgulanan TİP hareketi, savunduğu fikirler çerçevesinde sol camiada oldukça güçsüzleşmiştir Döneme etki eden sol fikirlerin parỗal oluu, TP dnda baka sol odaklarn varlna da iaret etmektedir Milli Demokratik Devrim ve Yửn ỗizgisi, TPi parlamentarizme fazla deer vermekle suỗlayp, ara tabakalar ve zinde kuvvetler ửncỹlỹỹnỹ ửn plana ỗkararak, pasifist diye nitelendirdikleri politikalar yerine daha radikal bir tutumun takınılması gerektiğini vurgulamışlardır Buna ilave olarak erken cumhuriyet döneminden beri varlığını sürdüren CHP de konjonktürel olarak sol fikirlere kapı aralamış, özellikle 1960’lı yılların ortalarıyla birlikte “ortanın solu” söylemini partinin resmi ideolojisi haline getirtmeyi hedeflemiştir 2.3 1960’larda Genel Olarak Sağ Düşünce Cumhuriyetin ilanıyla birlikte genel olarak kuruluş felsefesiyle birlikte şekillenen sa dỹỹnce, 40l yllarla beraber Tỹrkỗỹ-Turanc bir yapya bỹrỹnmỹtỹr kinci Dünya Savaşı’ndan sonra, DP’nin merkez sağ görünümü dışarda bırakılırsa, pasif bir ilerleme gửsteren sa, 60l yllarn popỹler dỹỹncesi solun gỹỗ kazanmas ile kart bir politik odak olarak karmza ỗkmaktadr Tỹrkỗỹ, slamc, Muhafazakõr, Milliyetỗi, Liberal gibi terimlerle beslenen sa dỹỹnce, 27 Mays sonras bỹyỹk oranda AP iỗerisinde temsil edilir hale gelmitir Yukarda saylan ửzellikleri deien oranlarda bỹnyesinde barndran AP, parti iỗi çekişmeler, kon- 254 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları jonktürel durum, yaanan sosyolojik deiimlerle beraber ỗửzỹlerek kendi iỗerisinden bir takm farkl partilerin ỗkmasn engelleyemese de 12 Eylỹle kadar sa siyasetin en büyük temsilcisi konumunda olmuştur Yine bu dönemde, 27 Mayıs sỹrecinden kapatlmadan ỗkan CKMP de sa gửrỹlỹ bireylerin ửrgỹtlendii siyasal bir yaplanma olmutur ệzellikle genỗlere ửnem veren parti, 1963 ylnda sürgünden dönen Türkeş’in partiye girmesi ve 1965 yılında partinin genel bakan olmasyla beraber genỗlik ỹzerine younlam ve ksa zamanda ửnemli bir mesafe kat etmitir CKMP Genỗlik Kollar, Komỹnizmle Mỹcadele Dernei, Kuvayi Milliye Dernei, Milliyetỗiler Birlii, Tỹrk Ocaklar, Tỹrkiye Milliyetỗi Genỗlik Tekilat, Milli Tỹrk Talebe Birlii gibi ửrgỹtlenmelerde yer alan milliyetỗi genỗler daha sonra birleerek ĩlkỹ Ocaklar ve Genỗ ĩlkỹcỹler Tekilatlar altında toplanmışlardır (Feyizoğlu, 2005) 60’lı yıllarda sağ, sol hareketin her geỗen gỹn artan popỹlaritesine ve gỹcỹne kar bir muhalefet etki alan oluturmay amaỗlamtr Souk sava ortamnda sỹrekli bir ekilde dillendirilen sosyalizm ve komünizm tehdidine karşı, millimanevi değerlerle devleti ve vatanı gelebilecek d ve iỗ tehditlerden koruma gayesi sa bir arada tutan en ửnemli argỹman olmutur Milliyetỗi ve muhafazakõr yửnlỹ ửzellikler tayan genỗler, ithal ideoloji olarak lanse ettikleri sosyalizme kar ửrgỹtlenme yoluna gitmilerdir Tỹrke ile beraber, Atsz doktrini muhafazakõrlam ve milliyetỗilik İslami temellerle desteklenmiştir Türkeş, 1965 yılında yayınladığı “9 Işık” kitabında Tỹrk milliyetỗiliin teorik temellerine katk sunmutur Bu kitabnda Tỹrke kapitalizm ve komỹnizme kar ỗkmakta, milli dửnỹỹme urayan devleti desteklemekte ve Marksist temelli fikirler ile kapitalizmi toplumu snfsal parỗalara ayrd gerekỗesi ile bütünlüğe karşı oluşturulan bir tehlike olarak görmektedir (Bahar, 2011) Komünizmle mücadele söylemi ile oluşan sağ, 60’lı yılların ikinci yarısından sonra gelişen konjonktürde sol ile şiddet eylemleriyle karşı karşıya gelmiştir Ancak bu yıllarda gelişim sürecinde olan sağ yapılanmalar 70’li yıllarla beraber kendini baskın bir şekilde gösterecektir Bu yıllarda gerek sol gerekse sağ siyasal yazın hareketlerine bük ưnem vermiştir Çünkü siyasal taban edinebilme adna yazn sỹrecinin verdii katk oldukỗa ửnemli bulunmutur 2.4 60’lı Yıllarda Yazın Dünyası 60’lı yıllarda yaşanan fikirsel ve ideolojik zenginlik basm-yayn alannda da kendini gửstermi, ỗeitli fraksiyonlar temel alan birỗok dergi ve gazete ỗkarlmtr.1961 Anayasas ile ifade ửzgỹrlỹỹnỹn ửnỹndeki engellerin birỗounun kaldrlmasyla entelektỹel kesim, dỹỹnce dỹnyalarn kaleme alm ve bu gaye ile ortak deerler ỗats altnda birlik kurup dergiler eşliğinde faaliyetlerini sürdürmüşlerdir Sol ve sağ dünya görüşleri anlamında, 60’lı yıllar yazınının geniş bir kütüphane mirası bıraktığı söylenebilir - 255 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları Bu dönemdeki sol eksenli yayın yapan önemli dergilere bakıldığında, ilk olarak uzun soluklu oluu ve yaratt etki bakmndan Yửn Dergisi gửze ỗarpmaktadr Yửn, ửzellikle genỗlik ỹzerinde ửnemli derecede etkiye sahip politik bir dergidir lk saysn 20 Aralk 1961 tarihinde ỗkaran Yửn, 30 Haziran 1967 tarihine kadar yayın hayatına devam etmiştir Dergi kadrosu, daha sonraki yıllarda TİP kadrosunda da değişik konumlarda siyasete atılmıştır Bir dergiden ỗok adeta bir hareket halini alan Yửn, Kemalist dỹỹnce ve sosyalizmi sentezleyen yeni bir söylemle varlık bulmuştur Milli üretim, planl ekonomi, sosyal adalet ve anti-kapitalist dỹỹncesi iỗinde olan hareket, snfsal ayrmaya da kar ỗkmtr Dergide ekonomi, siyaset, toplum, i hayatı, kültür ve sanat konulu eleştirel yazılar yer almıştır Dergi ayrca askeri, bỹrokratik, elit ve ỹniversite genỗliini etkisi altna alm, sol harekete yeni bir boyut kazandrmtr (ầiỗek, 2016) TPin 1964 ylnda ỗkarmaya balad ve partinin yayn organ ilevini yerine getiren Sosyal Adalet Dergisi de hiỗ kukusuz sosyalist iỗerii ile dikkat çekmektedir Sosyalist içerikli resimlerin de yer aldığı dergi; eşitlik, özgürlük, demokrasi deerlerini savunurken ỗizimlerinde yoksul iỗi ve kửylỹ kesimini ửn plana ỗkarmtr Ant Dergisi ise, TPi destekleyen ửnemli dergilerden biridir 1967-1971 yllarnda ỗkarlan dergide ilk zamanlarda TP bakan Aybarn propagandas yaplmakta ve onun dỹỹnce ekseninde yazlarn gelitirmektedir 1969 seỗimlerinden sonra Aybara olan desteini geri ỗeken dergi; parti iỗi demokrasi kỹltỹrỹnỹ, genỗliin bilinỗlendirilmesi ve sahiplenilmesini, iỗi snfnn liderliini, faizme ve emperyalizme karşı oluşan dinamik fikirleri sayfalarına taşımıştır 1967-1970 yılları arasında yayın hayatnda bulunan Tỹrk Solu Dergisi, solculuu ayrcalkl olmakla ửzdeletirmi, iỗi haklarn savunurken CHPye yakn bir ỗizgi izlemitir Gửrỹleri Tỹrk Solu Dergisi’ne paralel gelişen ve 19681971 yılları arasında faaliyetlerini sürdüren Aydınlık Sosyalist Dergisi ise DevGenỗte bir araya gelen sosyalist genỗ yazarlar ayn ỗat altnda toplamtr 1970 ylnda dergi ikiye bửlỹnmỹ ve yazar kadrosundan kopmalar yaanmtr Her alanda devrimin gerỗekletirilmesi gerekliliini sửylemlerinde ileten dergi, zaman zaman solun iỗinde bulunduu kavram buhrann da eleştirmektedir Kadrosu ve sürekliliği ile ön planda olan bu dergiler gibi sol harekette Barış ve Sosyalizm Sorunları, Çark Başak, Dưnüşüm, Emek, ỗi-Kửylỹ, Proleter, Sửmỹrỹcỹye Yumruk, Tỹm, Yurdun Sesi dergileri de mevcuttur Ayn dửnem aralnda sa eilimli birỗok dergi de yaynclk faaliyetlerinde bulunmutur Bunlarn ban ỗeken ệnasya Dergisi, 1965-1972 yllar arasnda yaynlanan milliyetỗi ve Tỹrkỗỹ dỹỹnceye sahip ekibin oluturduu anti-komỹnist duru sergileyen bir yayındır Tarihi ve Türklüğü konu alan yazıların paylaşıldığı bu dergide, tarihsel olaylar ayrıntılı bir anlatımla sergilenmiş, yine tarihsel resimler ile görsellik zenginleştirilmiştir Ülkücülüğün simgesi kabul edilen Bozkurt, derginin her sayısında görünür durumdadır Yine sosyalizm karşıtlığı ile ön plana çıkan bir başka dergi de Büyük Doğu’dur Muhafazakâr izler taşıyan dergi- 256 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları de, komünizm, Bat taklitỗilii, toplumun iỗinde bulunduu ahlak, ỹniversiteler bata olmak ỹzere kurumlar, politik düzen ve politikacılar eleştirilmiştir Hilal Dergisi ise, komünist dỹỹnceye kar milliyetỗi-slamc bir bak aỗs taknmtr Kỹltỹre ửnem veren dergi, ideolojik ỗatmalar sosyolojik balamla ele alm ve dinin/dini birliin bu karşıt görüşler ile zedeleneceği kanısına varmıştır Derginin ana temasına gửre ideolojik savalar ửnlemek iỗin milliyetỗilik ve din kurallar hatrlanmaldr Marksizm söz konusu iki değerin de düşmanıdır Ayrıca dergide din bilginleri tanıtılmış ve hayatları örnek gösterilmiştir Bu dergiler haricinde Diriliş, Hisar ve Hareket gibi dergiler de ỗeitli sa sửylemlere sửzcỹlỹk yapmlardr 60l yllarn parỗal ancak ideolojik hareketlilikle yorulmu yaps, yazn dünyasında da kendini göstermiştir Konjonktürel duruma, yazın dünyasının da katkı sunmasıyla, kitlelerin politikleşme süreci muazzam bir ivme kazanmıştır Bu dönemdeki yazın hareketliliğinin sebepleri arasında kuşkusuz yeni tanışılan değerler, ideolojiler ve bunlara karşı oluşturulan cephelerin de etkili olduğu söylenebilir Dönemin yükselen değeri olarak görülen sol ve sosyalist düşünceler, geniş toplum kesimlerini etkileyecek boyutlara ulaşmıştır Bu durum da sağ ideolojiyle yoğrulan kitleler tarafından tehlikeli olarak değerlendirilmiş ve siyasal, sosyal ve kültürel anlamda bir kar ỗk da beraberinde getirmitir Kukusuz bu kar ỗkn ortak noktasını da komünizm aleyhtarlığı oluşturmuştur Komünizm tehlikesini vurgulayan sağ siyaset, bu işi yaparken toplumu etkileme gücü bağlamında yukarıda belirtilen dergilerden de yararlanmıştır Kuşkusuz bu dergilerin en önemlilerinden birisi de çalışmaya temel teşkil eden Milli Işık’tır Söz konusu dergide, toplumsal düzenin tekrardan sağlanması ve komünizmin alt edilmesi gereken bir fikir olduğu düşüncesi ağır basmaktadır MILLI IŞIK DERGISI Milli Işık, 1967-71 yılları arasında 48 sayı olarak yayınlanan aylık fikir dergisidir Yaz ileri mỹdỹrlỹỹnỹ, milliyetỗi kimlii ile bilinen Altan Deliorman yỹrỹtmỹtỹr Kadrosunda Arif Nihat Asya, Galip Erdem, Yücel Hacaloğlu, Tahsin Demiray, İbrahim Kafesoğlu, Tarık Buğra, Rasim Cinisli, Tayyar Debbağoğlu, Nejdet Sancar, Cemal Kutay, Fethi Tevetoğlu ve Nurettin Pakyürek gibi önemli isimleri barındıran dergi, yazarların bağlılığı sayesinde devamlılığını sürdürmüş ve yazar değişikliği oldukỗa az sayda olmutur stanbulda 26x20 cm kat boyutunda baslan dergi ortalama olarak 36 sayfadan oluşmuştur İlk olarak 500 kuruştan sata ỗkarlan Milli Ikn, saydan sonra 250 kurua satld gửrỹlmektedir Her ayn ilk haftasnda ỗkan derginin reklam saylarnda zamanla artış meydana gelmiş, hatta reklama ayrılan sayfa sayılarının arttığı gözlemlenmiştir Dửnemin Tỹrkỗỹ dergilerinden biri olan Milli Ik, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel güncel konuların yanı sıra tarih, sanat, şahsiyetler, Orta Asya, an- 257 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları ti-emperyalizm, uluslararas ilikiler, ỗeviriler, rửportajlar, hikayeler ve tantm yazlar gibi birỗok alan ile alakal sỹtunlara yer vermitir Yayn politikasna milliyetỗilik ve anti-komỹnizm temelinde balayan dergi, son saysna kadar bu ỗizgisini sỹrdỹrmỹtỹr Son derece sade ve yalın olarak kaleme alınan yazılardan oluşan dergi, bu sayede Anadolu coğrafyasında herkesin kolaylıkla okuyabileceği bir dergi görünümüne sahip olmuştur 3.1 Kapak İzlenimleri Basımı yapılan her yayının ilk etapta görsel bir zenginliğe sahip olması gerekmektedir Milli Işık’ın kapaklarına bakıldığında, sayı başlıkları ve kullanılan resimlerden derginin ideolojisi net bir şekilde vurgulanmaktadır İlk 12 sayıda dergi ismi, kapağın 1/3’ünü kapsamaktadr Genellikle ỹỗe bửlỹnen kapak siyah beyaz resimler ile ỗekici duruma getirilmitir 13 saydan itibaren derginin ismi ửn plana ỗkartlm ve kapağın yarısını kapsayacak şekilde büyütülmüştür Ayrıca dergi isminin yazım ekli de daha modern ỗizgiler ile deitirilmitir Yenilenen d gửrỹnỹỹ ile dergi, her sayıda farklı bir rengi benimsemiş ve baskın renk olarak kapakta tek renklilik sağlanmıştır Kırmızı renkte yazılan dergi ismi yine deiiklie urayp siyah renge ỗevrilmitir lk saynn kapanda, komỹnizmden kaỗan Vietnaml bir anne ve ỗocuklarnn ỗaresizliini gửsteren resim okuyucularla paylaşılmıştır 6,10 ve 11 sayılarda da benzer resimlerin görüldüğü dergide, 13 sayıdan sonra görülen değişimle beraber fotoğraflı görseller aza indirilmi ve saynn gỹnceli ile ilgili ỗizimlere yer verilmitir Kapak resimleri, hemen bir sonraki sayfada bir yaz ile aỗklanmtr Derginin ideolojisi ilk olarak kapak fotoğraflarında belirginlik kazanmıştır Kapak başlıkları ise genelde milliyetỗilik ve anti-komỹnizmle ilikili sửylemlerden oluturulmutur Patrikhane Yeni Tertipler Peinde, Lenin Bir Hrszd, Komỹnizmin Mỹslỹmanla Aỗt Sava, Sovyetler mparatorluu 15 Yl ỗinde ầửkecek gibi iddial balklara yer veren dergi, Türkiye’de gelişen sosyalist hareketlere de olumsuz eleştiriler yapmıştır Ayrıca görülmektedir ki dergi, siyasal ve toplumsal olaylara kayıtsız kalmamış, bunları kapak çizimlerine taşımıştır Genel olarak bakıldığında, okuyucu zihninde bir fikrin oluşması iỗin kapak gayet baarl bir argỹman olarak kullanlmtr 3.2 Milli Işık’ın İdeolojik Konumlanışı Milli Işık, dış görünüşü ile ideolojik konumlanışı hakknda izlenimler verse de iỗerii fikir dỹnyas aỗsndan bir zenginlik yaratmaktadr Milli Ik kadrosu, daha ilk saydan ideolojisini aỗk bir ekilde ifade etmi ve derginin ỗkarlma amacn anlaml bir bỹtỹn iỗerisinde okuyucuya sunmutur; lme, akla ve saduyuya dayanan milliyetỗi gửrỹỹn yaylmas ve daha da gỹỗlenmesi iỗin Milli Ika bỹyỹk vazifeler dỹeceine eminiz Milli Ik ỗapnda bir dergiye duyulan hasretin en güzel delili, daimi yazı kadronuzda yer almış güzide ilim ve fikir adam- 258 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları larımızın isimleridir.hiỗ ỹphe yok, Tỹrk Milliyetỗilii komỹnizmin en zinde ve amansz dỹmandr Milli Ik da ửyle Ve yine hiỗ ỹphe yok ki, bỹtỹn Tỹrk milliyetỗileri tek cephede birlemenin hasretini duyuyorlar Milli Ik da ửyle O halde parolamz udur: Komỹnizmle sava, milliyetỗilikte birlik.” Derginin birinci sayısında bulunan önsözde yer alan bu ifadeler, dergi kadrosunun milliyetỗi bir ideolojiye sahip olduunu dorudan ortaya koymaktadr Tỹrkiyedeki komỹnist dỹỹncenin bỹyỹdỹỹ ve buna kar milliyetỗilerin tek ỗat altında toplanması gerektiğini vurgulamaktadır Derginin yazarlarından olan Kaflı’ya (1967a) göre, komỹnizm taklitỗi, barbar ve milliyetỗilii yok etmeye yửnelik bir harekettir Bu yỹzden komỹnizm, milliyetỗilerin yenmesi gereken dỹman niteliindedir Hatta sosyalizm ve solculuğu haydutluk olarak belirlemiş ve eylemleri kanunları yok sayan bir oluumun bakaldrs olarak gửrmỹtỹr Dergi kadrosu, Tỹrkiyedeki milliyetỗi kesimin gỹn geỗtikỗe gỹỗlenmesini ửvgỹ dolu sửzlerle kaleme almakta ancak her defasnda ayr ửrgỹtlenmelerde bulunmann anlamszln vurgulamakta ve birleme iỗin ỗaba harcanmas gerektiini dile getirmilerdir; milliyetỗilerin tek cephe halinde birleip kuvvetli bir baskı grubu haline gelebilmelerinin tek şartı ferdi veya zümrevi kanatları bırakıp ilmin rehberliğini kabul etmeleridir.” (Turhan, 1967) Turhan’a ek olarak Kabakl (1967) Milliyetỗiliin karsndaki asl tehlike, komỹnizmden ỗok gaflettir, bencilliktir ve ayırıcılıktır.”sözleriyle durum özeti yapmıştır Bu sözlerden de anlaşılacağı ỹzere dergi, milliyetỗi cephenin tek bir vỹcutta bulunmasn amaỗlamaktadr Dergide ửzellikle Tỹrk-slam sentezine yửnelik yazlarn varl da gửze ỗarpmaktadr Milliyetỗiliin ahlak ve faziletten geỗtiini dile getiren sửylemler ile Tỹrkiyedeki ahlak d suỗ oranlarndaki artlar yazlarda yer bulmutur Eski dửnemlerdeki Kuvay-i Milliye ruhunun milli ve İslami bir eğitimle oluştuğunu vurgulayan Tanyu (1967), din ve ahlak derslerinin kaldrlmasnn genỗ kuaklar derinden etkilediini savunmaktadr Tỹrkiyenin gỹỗlỹ bir devlet olabilmesi iỗin ỗocuklarn imanl, milli kỹltỹr ve uur iỗinde bỹyỹtỹlmesini desteklemektedir Ayn ekilde bu konuya değinen Hacıeminoğlu (1967a), ilkokullardaki her derste milli şuurun ön plana çıkartılması gerektiğini sưylemiştir Çocukların erken yaştan itibaren milli şekilde yetiştirilmesi gerektiğini; oyunlarda Türk kültürünü yansıtıcı temaların olmasını, tarih derslerinde Türk vatanlarının zenginliklerinin anlatılmasını, edebiyat derslerinde milli eserleri, Dede Korkut’u, Fuzuli’yi Baki’yi görmesini istemektedir Dergide yer verilen diğer bir husus ise kanunların ve demokrasinin korunmasıdır Tarihteki demokrasi örnekleri verilerek, İslami düşüncenin demokrasiyi sahiplendii savunusu yaplmaktadr Tỹrkiyedeki demokrasiyi korumak iỗin milliyetỗilere ỗarda bulunan Eri (1968), demokrasi kelimesini dejenere etmeye ỗalan gruplarn varlndan sửz etmekte, demokrasinin Tỹrk yửnetimi iỗin ửnemli ve gerekli bir unsur olduunu sửylemekte ve korumac bir tavrla demokrasiyi ypratmaya ỗalanlara engel olunmasını istemektedir Yönetime büyük - 259 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları önem verilmekle birlikte dergide Asya kıtasındaki Büyük Türk varlığından da söz edilmektedir Turancı düşüncelerle kaleme alınan yazılarda, bir gỹn Tỹrk birliinin oluturulabilecei gayesi de yer almaktadr Genỗolu (1968) yazsnda her Tỹrk milliyetỗisini ayn zamanda Turanc olarak nitelemektedir Buna ek olarak Turancılığın devlet politikası olduğunu da savunmaktadır: “…dünyadaki bütün Türklerle ilgilenmek ve tutsak Türklerin hür ve müstakil bir iradeye kavuşmalarını dilemek Turancılık ise, aklı başında her Türk aydını ve her Tỹrk milliyetỗisi elbetteki Turanc saylmaldr Hatta Turanclk, bir bakıma hükümet programına bile girmiştir Öyle olmasaydı, Kıbrıs davasıyla ilgilenmek, Bat Trakyadaki soydalarmzn akbeti ỹzerine eilmek, Bulgaristan Tỹrklerini gửỗmen olarak Tỹrkiyeye getirtmek gibi hareketlere tevessỹl edilmezdi. Genỗolunu destekler bir nitelikte olaya yaklaan Kafl (1967b) da Tỹrk milliyetỗisinin ilk gửrevini Tỹrk birliğini sağlama olarak belirlemiştir Türklerin başka devletler tarafından işgal edilmesini ve sömürülmesini birliğin sağlanamamasının nedeni olarak belirten yazar, kan ve soy birliini deil kỹltỹr birliini ửnemsemi ve Tỹrklỹe geni aỗdan baklmasn arzulamtr Milliyetỗilii kalplere ve belleklere daha kalc bir vaziyette kazyabilmek adna Darendeliolu, Milliyetỗilik Tarihimizden Aratrmalar adl yaz dizisinde, Tỹrk Ocaklar, Tỹrk Kỹltỹr Oca, Tỹrk Genỗlik Tekilat ve Tỹrk Milliyetỗiler Derneği gibi yapılanmaları araştırmış ve kuruluşlardaki fedakârlıkları, bağlılıkları, mağduriyetleri okuyucu ile paylamtr Tỹrk kỹltỹrỹ ve milliyetỗiliin sosyolojik dỹzeyde anlamlandrlabilmesi amac ile dergi dile de büyük önem atfetmiştir Türk dilini sadeleştirme çabalarına destek veren dergi, kültürün dille anlaşılabileceğini ve Türkçeleştirilemeyen birçok kelimenin dili bozduunu ửne sỹrmektedir Bunun ửnlenmesi iỗin, bat dillerinden yerli yersiz Tỹrkỗeye giren kelimeler dil akademisi ỗalmalaryla Tỹrkỗeye ỗevrilmeli, yazın dünyası sade dili tercih etmeli ve doğruluğu şüpheli kelimelerin kullanımın azaltılması gibi önlemlere gidilmesi savunulmaktadır (Timurtaş, 1967; Hacıeminoğlu, 1967b; Kafesoğlu, 1968) İdeolojik olarak bakıldığında Milli Işık’ın, dönemin sol akımlarına kar milliyetỗilik ve muhafazakõrlkla temellenen ideolojik yelpazenin sanda bir pozisyon aldığı görülmektedir Sol, sosyalizm, Marksizm ve komünizm gibi fikirler ağır bir şekilde eleştirilmiş ve bu tür zararlı görülen fikirlere karşı panzehir olarak Türk kültür ve tarihi gösterilmiştir Zaman zaman Türk-İslam sentezini kullanarak milliyetỗilii yỹcelten yazlara yer veren derginin, dửnemin slamc dergilerine nazaran bu temay ỗok kullanmadn da sửylemek isabetli olacaktr Genel itibari ile derginin ana gayesinin milliyetỗilik eksenli bir komỹnizm karşıtlığını temellendirme olduğu söylenebilir 3.3 Komünizm Karşıtlığı İdeolojik hareketliliğin hat safhada olduğu 60’ların ikinci yarısında yayın hayatına giren Milli Işık, Tỹrk milliyetỗiliini Turanclk ve slami deerlerle ta- 260 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları mamlayıp komünizm karşıtlığını kimlikleştirmiş görülmektedir Komünizmi ayrı bir teori olarak ele almayan dergi sol, aşırı sol, sosyalist gibi kavramların hepsini aynı görmüş ve hepsine karşı bir savam iỗerisine girmitir Derginin ana fikrine gửre Tỹrkiye fikirsel olarak iki kutuplu bir soğuk savaş yaşamaktadır ve bu savaşta herkes safını belli etmelidir Çünkü sağ ve sol ideolojiler dışında gidilebilecek ỹỗỹncỹ bir yol bulunmamaktadr Derginin birinci saysnn ửnsửzỹnde yer alan ifadeler bu durumu net bir ekilde aỗklamaktadr: Tỹrkiye, iki zt dỹnya gửrỹỹnỹn, milliyetỗilikle komỹnizmin amansz mỹcadelesine sahne oluyor Bir orta yol kalmamıştır Bu büyük mücadelede yerimizi kesin olarak tayin etmek ve namuslu memleket ỗocuklar olarak, elimizdeki imkõn neyse, onunla bu mücadeleye katılmak zorundayız.” Dergi, mücadele konusunda kalemin ve basının gücünü ửnemsemektedir Fikre fikirle kar ỗkmak gerekir diyen Timurta (1968), fikir hürriyetinden yanadır Ancak milli egemenliğe ve birliği bozucu art niyetli fikirlerin maksadı gereği düşünce özgürlüğünden faydalanmamasını istemektedir Berkok (1968) ise bu mücadeleye bambaşka bir boyut kazandırmıştır Ona göre aşırı sol ile mỹcadelede kilit rol kadnlardadr Brezilya ửrneinden yola ỗkarak kadnlarn aktif bir ekilde ỗalarak sol dỹỹncenin ửnỹne geỗebilecei inancndadr Bizce fiili mỹcadelede en tesirli yol, Tỹrk kadnn harekete geỗirerek, onun ağırlığını ortaya koymasını sağlamaktır.” cümlesinde bahsedildiği gibi, mücadelenin önemli bir ksmn kadnlara yửnelten yazar, Tỹrk kadnn bu uurda emekten ỗekinmeyecek karakterli insanlar olarak nitelemektedir Derginin sayfalarında, sol yazın dünyasına da ağır eleştiriler yapıldığı görülmektedir Bu konudaki ilk eleştiri Ant Dergisi’ne gelmektedir Ant’ı Yön Dergisi ile karşılaştıran Milli Işık, Ant’ı Yön’e gửre daha asabi, hrỗn ve sert bulmutur Zevksiz mizanpajl ve basit devrimci felsefeyi savunan dergi olarak kỹỗỹmsenen Ant, taklitỗi bir yapıda olduğu iddiası ile öznellikten uzak görülmüş ve dili kullanmadaki yetersizliği eleştirilmiştir ([İsimsiz], 1967a) Bir başka sol eksenli yayın yapan periyodik olan Türk Solu’na getirilen eleştirisi ise; demokrasi düşmanı ve illegal devrim düşüncesinin odağı olduğu şeklindedir ([İsimsiz], 1968a) Ancak en bỹyỹk eletiriyi Adanada ỗkartlan Proleter Gazetesi almtr Proleter kelimesini vatan, millet, din tanmayan Gửzlerini kan bỹrỹmỹ, komỹnist ihtilali yapmak iỗin komỹnist- sosyalist partilerinin iaretini bekleyen iỗi. olarak tanmlayan Milli Ik, dergiyi kửylỹ ve iỗileri kkrtmakla suỗlamtr Komỹnizmin iỗilerin yararna bir rejim olmadn aỗklayan dergi, tam tersine rejimin iỗi ve kửylỹyỹ daha da fakirletirdiini ve sonuỗ olarak itaat eden umutsuz insanlar haline dönüşeceklerini aktarmıştır ([İsimsiz], 1968b) Bunların yanında TRT de sosyalist düşünceye destek vermekle eleştirilmiştir Ergin’e (1968) göre TRT, kültür hizmeti yapmak yerine anayasaya ve demokratik sisteme aykırı olarak sosyalist propagandaya yardmc olmakla suỗlanmtr Fikrimizce Radyo Televizyon daresi, hiỗ kimsenin sosyalizm propagandasna alet olamaz, ỗỹnkỹ kanunen tarafsz olmakla, milli hakimiyete hỹrmet etmekle mükelleftir.” sözü ile - 261 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları aslında TRT’nin özerkliğine de bir gönderme yapmaktadır Devlet politikas dnda yayn gerỗekletirmenin milli iradeye yaplacak saygszlkla sonuỗlanaca kansna ulalmaktadr Dergide dikkat ỗeken eletirilerden birisi de TPe yửnelik olan bir takm suỗlamalardr Saylgana (1968) gửre TP, normal statỹde sol bir parti olmayıp, Sovyet anlayışı idealinde komünist bir partidir Ancak TPin asl amac Tỹrkiyeyi parỗalamak, federatif bir sistem altnda yeni anayasay deitirmeye zorlamaktr Tỹrk vatann parỗalamak, Tỹrk alemini yok etmek isteyen, Moskofun Beinci Kolu Tỹrkiye ỗi Partisinin,diye balayan cỹmlesi TP hakkndaki gửrỹlerini net bir ekilde ửzetlemektedir Dergide skỗa komỹnizmle mỹcadelede şiddete karşı fikir savaşının desteklendiği belirtilse de yazıların tonunda kimi zaman aşırı sert üslupların kullanıldığı söylenebilir Komünizm düşüncelerini mücadele edilmesi gereken ithal fikirler olarak gören Milli Işık, ağır eleştirilerini hemen hemen tỹm saylarnda gửstermektedir Hỹrriyet ve barn gerỗek dỹman olan komỹnizm ideolojisini, Komỹnizm korkunỗ bir sosyal felaket ve hỹr dỹnya iỗin bir tehlike olduu tamamyla gerỗektir. diyen Girgin (1967), komỹnist nizam, baskc, korkuya ve ỗok ar cezalara dayanan ve bunu uygulayan bir sistem kurmuştur İnsanları baskı ve korku ile yönetme yolunu seỗmitir nsan ahsiyet, haysiyet ve hỹrriyeti bir yana kaldrlarak, toplum bir sürü, bir yığın olarak kabul edilmiş ve robot halinde bir hayat benimsenmiştir.” söylemlerinde bulunan Tanyu (1967) ve “Sosyalizmde milli hakimiyet yoktur; tam devlet hakimiyeti vardır ve millet devletin iradesi, hükmü altındadır.” şeklinde ifadede bulunan Ergin (1968), derginin komünizm ile ilgili görüşlerini özetlemektedir Komünizme karşı geliştirilen bu sert duruşun, konjonktürle ilgili de olduğunu söylemek gerekmektedir Zira Türkiye’deki sağ siyasetin ỹzerinde net ỗizgilerle mutabk kaldklar en ửnemli konunun komỹnizm tehlikesi ve kartl olduu gửzden kaỗmamaldr Milli Ik, komỹnizmin din ile olan bağlantısını “düşmanlık” adı altında incelemiştir Komünizmi anti-Müslüman olarak değerlendiren Berdimurat (1967), rejimin tüm din adamlarını etkilediğini söylemektedir Rejim değişikliği ile beraber dini basklarn ar oranda arttn ve birỗok ibadethanenin kapatıldığını dile getiren yazar, İslam dininin tüm ibadet şekillerinde kısıtlamaya gidildiğini de okuyucularla paylaşmaktadır Devletsin (1968) ise komünizmin yarattığı korku havas ile Mỹslỹman kỹltỹrlerin tecrit yolu ile Ruslatrlmaya ỗallmasn yazsnda konu edinmiştir Verdiği bilgilere göre Orta Asya’daki nüfus politikaları ile Ruslar, bửlgelerde ỗounluu elde etmekte ve zamanla kalan Mỹslỹman Tỹrklerin asimile olaca fikirlerini 1917den beri uygulad siyasetle desteklemektedir Rusỗay da bửlgeye yayan rejim, kỹltỹrden ayrma ỗabalarn yanstmaktadr Yazarlarn iddialarna gửre bu baskı ve sömürgeciliğe dayanan tek Türk ülkesi olarak Türkiye kalm ve son kale de ele geỗirilmek istenmektedir Tỹrkiyenin - 262 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları yanı başındaki Azerbaycan’ın işgali ve getirilen her türlü sınırlamaların da bir asimile sorununu ortaya ỗkard vurgulanmaktadr ([simsiz], 1969) Komỹnizmle Mỹcadele Dernei kurultayna bỹyỹk önem veren dergi, bu birleşme hareketinin büyümesini ve kapsayıcı bir sağ birlik oluşturulması yönündeki adımların atılmasını savunmuştur Kurultayın faaliyet raporundan birkaỗ kesite sayfalarnda yer veren dergi, yine komỹnizm ile ilgili baz anekdotlar okuyuculara iletmitir; Tỹrkiye Komỹnizmle Mỹcadele Dernei, meruiyetỗi, hỹrriyetỗi ve demokratik prensiplere bal bir teekkỹldỹr Tỹrkiye Cumhuriyetini payidar, muzaffer ve mỹreffeh klmak Tỹrk milliyetỗiliinin en mukaddes borcudur.([simsiz], 1967) Bunun yanında Deliorman (1968), komünizmle netilen Yugoslavya, Bulgaristan, Polonya, Çekoslovakya ve Romanya gibi ülkelerde rejimin getirdiği başta yoksulluk ve işsizlik gibi sorunlar yỹzỹnden bloun ỗatlama sinyalleri verdiini yazmtr ệzellikle Bulgaristandaki durum mercek altına alınmış ve ekonomik sorunlarla ne duruma gelindiğini analiz etmiştir SONUÇ 1960’lı yıllar, Türkiye’deki sosyal ve siyasal hareketliliğin üst seviyelerde olduğu bir dönemdir Yeni anayasanın sağladığı ortam, d dỹnyadaki deiimler ve ỹlke iỗindeki dinamik sỹreỗ, fikirsel ỗeitliliin yaşandığı bir dönemi de beraberinde getirmiştir Bu bağlamda sosyalist temalı fikirlerin savunusunun legal alana ỗkmasyla, sol sửylemlerin de siyasal ve sosyal taban bulması daha elverişli hale gelmiştir Özellikle 1965 genel seỗimleri sonrasnda sosyalist olduunu iddia eden bir partinin TBMMye girmesi, duruma daha da meşruiyet kazandırmıştır Kuşkusuz siyasal alana koşut bir gelişim gösteren medya da bu dalgadan nasibini almış ve sol yazın da büyük oranda gelişim göstermiştir 60’lı yıllar sadece sol anlamnda bir zenginlik iỗermekle kalmam, sa fikir hareketleri de ỗeitlenerek zenginleşmiştir Siyasal alanda birbiri ardına sağ söylemler geliştirerek kurulan siyasi partilere ek olarak, yazın dünyasında da sağ bloku temsil eden dergi ve gazete gibi kitle iletiim araỗlarn bulmak mỹmkỹndỹr ầalma da bu kitle iletiim araỗlarndan birisi konumunda olan Milli Ik ỹzerine temellendirilmitir Gỹỗlỹ, birleik ve bilinỗli bir sa dỹỹnceyi yayma amacı ile yayın hayatına başlayan Milli Işık, bu gaye ile birliini oluturmu ve sola kar entelektỹel bir kar ỗk yaratma çabasına girmiştir Kendilerini milliyetçi muhafazakâr olarak adlandıran yazar grubu, özellikle komỹnizme kar ỗk tarzlaryla dikkat ỗekmektedir Sosyal kurtuluun, san tek çatı altında toplanması ile olacağını savunan dergi, anti-komünizm ve anti-kızıl emperyalizm dỹỹnceleri altnda halk bilinỗlendirme yoluna bavurmutur Milliyetỗi ve slamc sửylemlerde bulunan dergi, Tỹrkiye iỗin bỹyỹk tehlike olarak gửrdỹỹ komỹnizmden, ancak komünizmi istemeyenlerin birleşmeleriyle kurtulmak durumunda olduklarını vurgulayarak, adeta birleşik bir cephe savunusu yapmaktadır - 263 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları Genel olarak bakıldığında Milli Işık dergisinin komünizme bakışı ỹỗ aamadan olumutur lk olarak Tỹrkiyedeki bỹtỹn milliyetỗi gửrỹỹ benimseyen gỹỗlerin tek bir ỗat altnda ửrgỹtlenmeleri ửỹt verilmektedir Bu gỹỗlỹ örgütlenme komünizm gibi aşırı sol ile her sosyal alanda mücadele etmelidir Mỹcadele sonucunda kazanan taraf slami ỗizgideki milli uur sahibi, ửzgỹrlỹkỗỹ ve demokratik ilkelere bal sa kesim olacaktr ầỹnkỹ Tỹrkỗỹlỹk gayesi yolunda ilk olarak ỹlke iỗi sorunlarn giderilmesi gerekmektedir Daha sonraki sỹreỗte dier Tỹrk devletleri sửmỹrgecilikten kurtulma yolundaki mỹcadeleleri Tỹrkiye milliyetỗileri ile desteklenecektir Tỹm bu belirtilenler nda Milli Ikn 1960larn sağ yazın dünyasında kayda değer bir önemi olduğu söylenebilir KAYNAKLAR Ahmad, F (1996) Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980) (Ahmet Fethi Çev.) İstanbul: Hil Yayıncılık Aksakal, H (2009) Güleryüzlü Bir Sosyalist, lkeli Bir Siyasetỗi: Mehmet Ali Aybarn Tỹrk Siyasal Yaamndaki Yeri ve Önemi Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20, 79-102 Bahar, İ (2011) Alparslan Türkeş ve ĩlkỹcỹ Hareket: Tỹrke ve Tỹrk Genỗlii stanbul: Hareket Yaynlar Berdimurat, A (1967) Tỹrkistanda slamiyet ve Komỹnizm (Elỗin Girgin Çev.) Milli Işık, 6, 27-30 Berkok, T (1968) Aşırı Sol İle Fiili Mücadele Nasıl Olmalıdır Milli Işık, 16, 8-9 ầiỗek, A C (2016) Tỹrk Siyasal Yaamnda Yửn Dergisi (1961-1967) - Milliyetỗilik Bayran Sosyalistler Tar Ankara: Tezkire Yaynlar Devletsin, T (1968) Moskova Müslümanların Ruslaştırılmasında Hala Kararlı Milli Işık, 20, 12-14 Ergin, N (1968) Anayasa ve TRT Milli Işık, 17, 11-12 Eriş, M (1968) Demokrasi ve Türk Toplumu Milli Işık, 18, 10-11 10 Eroğul, C (2003) Çok Partili Düzenin Kuruluşu 1945-71 İrvin C Schick& E Ahmet Tonak (ed.) Geỗi Sỹrecinde Tỹrkiye iỗinde 112-158 stanbul: Belge Yaynlar 11 Ersan, V (2013) 1970’lerde Türkiye Solu İstanbul: İletişim Yayınları 12 Feyizoğlu, T (2005) Fırtınalı Yıllarda Ülkücü Hareket İstanbul: Ozan Yayıncılık 13 Girgin, E (1967) Kızıl Kamuflaj ve Emperyalizm Milli Işık, 5, 22 14 Gỹzel, (1993) Tỹrkiyede ỗi Hareketi stanbul: Sosyalist Yayınları 15 Hacıeminoğlu, N (1967a) Milli Duygular Nasıl Aşılanır? Milli Ik, 2, 16 16 Haceminolu, N (1967b) Tỹrklỹỹ Parỗalayan ệztỹrkỗecilik Milli Ik, 6, 11-12 17 Haupt, G &Dumont, P (2013) Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalist Hareketler (Tuğrul Artunkul Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları 18 Kabaklı, A (1967) Ne Diyorlar? Milli Işık, 5, 12-13 19 Kafesoğlu, İ (1968) Türk Kültürünün Özellikleri Milli Işık, 12 15-17 20 Kaflı, K (1967a) Fitneye Dokunulmazlık Milli Işık, 1, 13 21 Kafl, K (1967b) Milliyetỗilik ve Milli ĩlkỹ Milli Işık, 3, 19 22 Karpat, K H (2011) Osmanlı’dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji İstanbul: Timaş Yayınları - 264 - Tarih ve Siyaset Bilimi Araştırmaları 23 Okay, C (1996) Bezirganlar Cemiyeti Burjuva Toplumu, Toplumsal Tarih, 35 (6), 42-47 24 Sayılgan, A (1968) Tỹrkiye ỗi Partisi ve Moskova Hatt Milli Ik, 10-11, 9-10 25 ener, M (2008) Tỹrkiye ỗi Partisi Tanl Bora & Murat Gỹltekingil (ed.) Modern Tỹrkiyede Siyasi Dỹỹnce-Sol iỗinde 356-431 İstanbul: İletişim Yayınları 26 Tan, M (2015), Çok Partili Hayatın İlk Yılları ve Demokrat Parti İktidarı Dönemi (1946-1961), Betül Karagửz & Mehmet Tan (ed.) Tỹrk Siyasal Hayat I-II iỗinde 281-359 İstanbul: Lisans Yayıncılık 27 Tanyu, H (1967) Ahlak ve Fazilet Buhranı Milli Işık, 3, 25-27 28 Timurtaş, F K (1967) Dilde Uydurmacılık Milli Işık, 2, 14 29 Timurtaş, F K (1968) Fikir Hỹrriyeti Milli Ik, 13, 10-11 30 Tunỗay, M (2000) Türkiye’de Sol Akımlar 1: 1908-1925 İstanbul: BDS Yayınları 31 Turhan, M (1967) Ne Diyorlar? Milli Işık, 2, 10-11 32 Yurtsever, H (1992) Sỹreklilik ve Kopu ỗinde Marksizm ve Türkiye Solu İstanbul: Etki Yayınevi 33 [isimsiz] (1967a) Bir Derginin Anatomisi Ant Milli Işık, 7, 28-32 34 [isimsiz] (1967b) Komünizmle Mücadele Derneği Kurultayı ve Yankıları Milli Işık, 2, 4-9 35 [isimsiz] (1968a) Solcular Birletirmek ỗin ầkarlan Marksist Bir Gazete: Tỹrk Solu Milli Işık, 9, 13-16 36 [isimsiz] (1968b) Bir Gazetenin Anatomisi Proleter Milli Işık, 10-11, 11-13 37 [isimsiz] (1969) Kızılordu Azerbaycan’ı Nasıl İşgal Etti? Milli Işık, 29, 22-23 - 265 - ... Türkiye’de Verem İle Mücadeleye Bir Ưrnek: Verem Mecmuası 205 Cihat TANIŞ Bölüm 12 Muğla: Muğla Halkevi Dergisi 219 Recep ARSLAN Bölüm 13 60’lı Yıllar Türkiye’sinde Komünizm Karşıtlığı Üzerine... Antiokheia Çalışmalarının Yeniden Değerlendirilmesi SDU Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 25, 125-138 19 Eyice, S (1966).Konya ile Sille Arasında Akmanastır Şarkiyat Mecmuası, 6,... s.1447-1448 25 Kara, O , Demirel, M (2015) Perge Antik Kenti 2012-2014 Kazıları Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 149, VII-XXIV 26 Kaya Zenbilci, İ (2018) Münzevi Yaşam Fikrinin Bizans Tasvirlerindeki